Möö Süt

Möö Süt
Möö Süt Süt Ürünleri

26 Ocak 2017 Perşembe

Açık sütteki tehdit

Açık sütteki kimyasal tehdide dikkat!

Türkiye’de kullanımı oldukça yaygınlaşan açık süt konusunda yapılan araştırmalar, kaynağı ve saklama koşulları bilinmeyen sütte büyük tehlike olduğunu ortaya koyuyor. Uzmanlar, kaynağı belli olmayan sokak sütlerinin insan sağlığına zarar verebileceği noktasında uyarıyor.
acik-sut-gidahattiTürkiye’de artan doğal yaşam trendleri nedeniyle artık açık süt satışı birçok tehlikeyi de ortaya çıkarıyor. Gün geçtikçe mahallelerde, sokaklarda satılan açık süt miktarı artığını vurgulayan uzmanlar, sütün, hava, ışık ya da bakterilerle temas ettiği zaman bozulduğunu vurgulayarak, “Buna rağmen ülkemizde halen yaklaşık 700 milyon litre süt, sokak sütçüleri aracılığıyla tüketicilere ulaştırılıyor” uyarısı yapıyor.

Prof. Dr. Murat Baş: Sokak sütlerinin içinde zararlı kimyasallar olabilir

Sokaktan alınan sütlerin süt denetlenmediği için, ne koşullarda ve nereden geldiğini bilenemeyeceğini belirten Acıbadem Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Murat Baş,“Kaynağını bilmediğimiz bu sütler, zararlı mikroorganizmaların yanı sıra çamaşır sodası, antibiyotik gibi zararlı kimyasallar ve karbonat gibi yabancı maddeler içerebilir. Sokak sütleri 95-100˚C’de 15 dakika kaynatıldığında içindeki mikropların çoğu yok olurken yararlı vitamin ve mineraller de yok olur. Sokak sütünün içinde bulunma riski olan kimyasallar ise kaynatılarak yok edilemezler. Bu nedenle açıkta satılan sütlerde her zaman sağlık açısından bir risk bulunur” dedi.
Murat-Bas-gidahattiHacettepe Üniversitesi tarafından 2010 yılında yapılan “Ankara Piyasası’nda Satılan Sütlerin (UHT, Pastörize, Sokak Sütü) Mikrobiyolojik ve Besin Değeri Açısından Değerlendirilmesi” başlıklı araştırmanın sonuçlarını da anımsatan Prof. Dr. Baş, “Araştırma çerçevesinde sokakta satılan 1 mililitre sütün içerisinde tifo, dizanteri ve brusella gibi bulaşıcı hastalıklara neden olan 100 binden fazla bakteri ortaya çıktı. Sokak sütlerinin besin değerleri ise olması gereken değerlerin oldukça altında olduğu görüldü” diye konuştu.
Prof. Dr. Baş, sokaktan alınan sütü mikroplardan arındırmak için, 90 ila 95 derecede 10-15 dakika kaynatmanın mikropların tamamını öldürebileceğini ancak, sütün kaynatılınca içindeki vitaminler başta olmak üzere besin değerlerinin yüzde 50 ila 90 oranında azaldığını vurguladı.
Baş,şunları kaydetti: “Su bidonlarında, açık kovalarda getirilen sütleri sokaklardan alıyoruz. Bu sütlerin içinde ne var, kaç gündür bekliyor, hangi koşullarda bekletilmiş, içinde nasıl kalıntılar var? belli değil. Üzerinde hiçbir damga, güvenlik bilgisi yer almayan sütlerin alınması birçok riski de beraberinde getiriyor.  Ayrıca, sütün temiz olmayan koşullarda sağılması ve uygun olmayan sıcaklık derecelerinde saklanması gibi pek çok çevresel etken de çiğ sütte insan sağlığına tehdit oluşturabilecek bakteri bulunmasına yol açabiliyor.
sut-kaynatma-gidahattiVerem hastalığına yol açan mikrop, hamile kadınlarda düşüklere neden olan Brucella cinsi bakteri, bağırsaklarda ishalli hastalıklara yol açan hatta ölüme neden olabilen E-Coli cinsi bakteriler, çeşitli enfeksiyonlara yol açan bakteriler, Q humması olarak adlandırılan hastalığa yol açan etkenler bu mikroplardan bazıları. Gıdaların organik olma kriterleri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yayınlanan yönetmeliklerle belirlenmiştir ve yalnızca bakanlığın “organik logosu” taşıyan sütler organiktir. Bilinçli tüketicilerin aldıkları üründe muhakkak bu logoya dikkat etmeleri gerekir. Sertifikalı olmayan hiçbir ürün organik ürün değildir. Buna sokak sütleri de dahildir”.

Açık sütteki tehdide dikkat
Kaynağı belli olmayan sokak sütleri insan sağlığına zarar verebiliyor
Açık sütteki tehdide dikkat
Türkiye’de kullanımı oldukça yaygınlaşan açık süt konusunda yapılan araştırmalar, kaynağı ve saklama koşulları bilinmeyen sütte büyük tehlike olduğunu ortaya koyuyor Türkiye’de artan doğal yaşam trendleri nedeniyle artık açık süt satışı birçok tehlikeyi de ortaya çıkarıyor. Gün geçtikçe mahallelerde, sokaklarda satılan açık süt miktarı artığını vurgulayan uzmanlar, sütün, hava, ışık ya da bakterilerle temas ettiği zaman bozulduğunu vurgulayarak, “Buna rağmen ülkemizde halen yaklaşık 700 milyon litre süt, sokak sütçüleri aracılığıyla tüketicilere ulaştırılıyor” uyarısı yapıyorlar.

Çocuğunuz Kış Aylarında Hangi Besinleri Tüketmeli?
Gelişme çağındaki çocukların soğuk kış ayalarında hastalıklardan korunması için bağışıklık sistemini güçlendirici besinler tüketmesi gerekiyor. Vitamin ve mineral açısından zengin bir diyet, vücut direncini artırmaya yardımcı oluyor.

Kış ayları; başta soğuk algınlığı olmak üzere gribal enfeksiyon, bronşit, farenjit gibi hastalıkların en sık görüldüğü zamanlar olarak biliniyor. Hastalıklara karşı koruma sağlamak için kış mevsiminde dengeli ve sağlıklı beslenmeye daha çok dikkat etmek gerekiyor. "Çocuğunuz kış aylarında hangi besinleri tüketmeli? Kış meyveleri ve sebzeleri nelerdir?" gibi konular hakkında bilinçlenerek çocuğunuzun sağlığını korumaya yardımcı olabilirsiniz.

Kış Beslenmesi Hakkında Bilmeniz Gerekenler

1- Kışın D vitaminine daha çok ihtiyaç duyarsınız.

Eksikliğinde ciddi sağlık problemleri oluşabilen D vitamini; güneş ışığından temin ediliyor. Güneş ışığından mahrum geçen kış aylarında özellikle D vitamini ve kalsiyum ihtiyacının karşılanması için dengeli beslenme önem taşıyor. D vitamini; süt ürünleri, soya, patates, yumurta, mantar ve deniz ürünlerinde bulunuyor.

2- Çocuklarınızın kalsiyum ihtiyacını süt ürünleriyle karşılayın.

Siz de çocuğunuzun yeterli düzeyde D vitamini ve kalsiyum alması için her gün bu ürün gruplarından yeterli miktarda tüketmesini sağlayabilirsiniz. Örneğin her sabah çocuğunuza içireceğiniz 1 bardak Pınar Süt ile günlük kalsiyum ihtiyacının %35'ini karşılayabilirsiniz. Doğal ve katkısız yoğurt, peynir, tereyağı, kaymak gibi Pınar Süt ürünlerini her öğünde tüketerek D vitamini eksikliğinden korunabilirsiniz.

3- Vücut C vitaminini depolayamaz.

Gribe karşı koruyuculuğuyla bilinen C vitamini, suda çözünen vitaminler grubunda olduğu için karaciğerde depolanamıyor. Bu nedenle her gün gıdalarla birlikte alınması gerekiyor.

4- C vitamini zengini kış-meyve sebzeleri ile vücut direncinizi artırın.

Çocuğunuzun beslenmesinde C vitamini ihtiyacını karşılamak için turunçgiller başta olmak üzere kış meyveleri ve ıspanak, karnabahar, kabak, maydanoz, kıvırcık salata, pırasa, brokoli gibi kış sebzeleri tüketmesini sağlayabilirsiniz. Ayrıca C vitamini kaynağı kuşburnu ve meyve çayları tüketerek de bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olabilirsiniz.

Kış Aylarında Çocuklarda Dengeli Beslenmenin Sağlanması


1- Kış aylarında beslenme alışkanlıklarınıza dikkat edin.
Protein, yağ ve karbonhidratlar bakımından dengeli bir diyet; salgın hastalıklardan korunmaya yardımcı oluyor. Bu nedenle sebze, meyve, tahıl, kuru yemiş, süt ve et ürün gruplarının gün içinde öğünlere paylaştırılması gerekiyor. Fakat bazen çocuklar bazı ürün gruplarını tüketmekte zorlanabiliyor veya öğün aralarında atıştırdıkları abur cuburlar öğün atlamalarına neden olabiliyor.
2- Çocuklarınızın sağlıklı besinleri severek tüketmesini sağlayın.
Dengeli beslenme alışkanlığı kazanamayan çocuklar özellikle okulda karbonhidrat ve trans yağ ağırlıklı gıdalara yöneliyor. Siz de bu durumlarla karşılaşıyorsanız yemekleri çocuklarınızın damak tadına uygun şekilde farklı lezzetlerle bir arada pişirebilir, eğlenceli sunumlarla beğenecekleri bir hale dönüştürebilirsiniz. Beslenme çantalarına meyve-sebze ve süt ürünleri ağırlıklı ürünlerden oluşan menüler koyarak okulda da dengeli ve sağlıklı beslenmesini sağlayabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder